Polonya’nın Wroclaw şehrinin ismini daha önce hiç duymamıştım… Ta ki kardeşim geçtiğimiz sene çok güzel bir iş teklifi alıp Wroclaw’a taşınmaya karar verene kadar. Bu şekilde bana da Wroclaw’a ziyaret ufukta gözüktü ve normal şartlarda muhtemelen gitmeyeceğim bu şehri farklı mevsimlerde görüp her detayını öğrenme fırsatını buldum.
İlk defa Şubat ayında gittiğim Wroclaw, 700.000 nüfusu ile Polonya’nın dördüncü büyük şehri. Ülkenin güneybatısında, Prag’a yaklaşık iki saatlik mesafede.
Wroclaw’a gider gitmez kendimizi Rynek isimli eski şehre attık. Renkli, güzel ve bakımlı meydanı, eski sokaklarındaki kafe ve restoranları ile Wroclaw şirin bir orta Avrupa kenti.
Fakat güzel ve renkli binalarla dolu Rynek ve eski şehrin bitmesiyle birlikte hissedilen ıssızlık, yaprak dökmüş, iskelet görünümlü ağaçları bende biraz yalnızlık ve soğukluk hissiyatı bırakmıştı.
Ta ki Wroclaw’ı yazın tekrar görene kadar…! Temmuz ayında Wroclaw’ı ziyaret ettiğimde tamamen bambaşka bir şehirle karşılaştım. O iskelet ağaçlar gitmiş, her yer yemyeşil olmuştu.
Herkes sokaklara dökülmüş, tarihi şehir meydanı turistlerle dolmuş, tüm mekanlar dışarı masa atmış, nehir kıyısında çimenlerde güneşlenen, bisiklete binen insanlarla birlikte şehrin çehresi değişmişti.
Peki bu güzel havanın tadını çıkarırken Wroclaw’da neler yaptık?
Şehri bölen Oder nehrinde tekne turu almak çok keyifli…
Benim için her günün olmazsa olmazı, nehire kurulan ahşap dubaların üzerindeki bira evlerinde buz gibi bira ve patatese doymaktı!
Güneşi gören mutlu Wroclawlılar gibi nehir boyunca yaya ve bisikletlere ayrılmış geniş yollarda yürüyüş yapmak çok keyifli. Tembellik yapmak isteyenler nehrin kenarındaki yeşil alanlarda uzanabilir…
Çift kuleli Wroclaw Katedrali‘nden şehrin manzarası şahane, kesinlikle çıkmaya değer. Üstelik asansörü de var!
Rynek, yani eski şehrin sokaklarında kaybolup, ufak, şirin kafelerde oturup butik biracılarda değişik bira çeşitlerini tatmak her zamanki gibi çok zevkli! Özellikle de bira fiyatları Türkiye’nin neredeyse üçte biri kadar olunca…
Kardeşim Japon bahçesine gidelim dediğinde Polonya’daki bir Japon bahçesi ne kadar güzel olabilir ki, bir havuz bir de nilüfer koymuşlardır diye düşündüm… Ama beni utandırdı, bahçeyi gezmeye ve huzurlu atmosferinin tadını çıkarmaya doyamadım. Bu arada giriş fiyatı ise sadece 4TL!
Havalar güzelleşmeye başlayınca ana meydan Rynek’te festivaller kesilmiyor! Mesela Guinness Rekorlar Kitabına giren gitar festivalinde binlerce kişi ile aynı anda gitar çalarak harika bir atmosfer yarattı.
Yemek festivalinin sürprizi ise, ismi bizimkinin aynısı olan “şaşlık” oldu!
Tam Wroclaw yazın ne kadar mükemmeldi derken, Aralık sonunda yeniden ziyaret etmek kısmet oldu. Yazın cıvıl cıvıl halini gördükten sonra tekrar kışın kasvetli halini görüp hayalkırıklığı yaşayacağımdan korkarken, bu sefer bambaşka bir yüzünü gördüm. Noel ve yeni yıl nedeniyle eski şehrin her yeri süslenmiş, meydanlarda yeni yıl gecesi kutlamalar için dev ekran kurulan Wroclaw adeta parlıyordu.
Hava soğuk olunca tabi vaktin çoğunu kapalı alanlarda geçirdik. Soğukta bol kalorili yemekler yemenin de zevki ayrı oluyor. Bunlardan biri, Polonya’nın ünlü yerel yemeklerinden biri olan pierogi. Aslında bizim mantının çok daha büyüğü ve yoğurtsuzu diyebiliriz.
Tarihi meydandaki Pierogarnia Stary Młyn isimli restoranda pierogi bir üst seviyeye taşınmış; hem haşlama hem fırında yapılan pierogi’lerin etli, tavuklu, patatesli veya sebzeli olmak üzere birçok çeşidi var. Bu kadar karbonhidrattan sonra soğuk bana işlemez!
Hava soğuk olunca ve içkiler ucuz olunca her akşam birkaç mekan değiştirmeden eve dönülmüyor. 700.000 nüfuslu küçük bir şehir olmasına rağmen, üniversitenin de etkisiyle Wroclaw’da mekan kıtlığı çekmek imkansız!
Mevsimden mevsime değişen Wroclaw’da sabit kalan bazı şeyler de var: Mesela insanların sakinliği; bazen İstanbul’daki hız, koşturma ve pratik çözümlere alışmış bizlere zor gelebiliyor ama kendimi bu sakin ve yavaşlığa teslim ettiğimde hayat çok da güzel oluyor.
Diğeri de insanlarda henüz gelişmemiş müşteri kazıklama bilinci… En popüler yerlerden biri olan Japon bahçesine 1 TL’ye girebiliyorsunuz…Yazın şehri dolduran turistlerden daha fazla para kazanmak için fiyatları arttırma yok. Yılbaşı akşamı bir restoranda normal bir günde yediğiniz menünün aynısından yiyerek kişi başı 50 TL’ye çıkabiliyorsunuz.
Anlattığımda herkesi hayrete düşüren ilginç bir olay da yaşadık. Yılbaşı gecesi birşeyler içmek için yer ayırttığımız mekan, rezervasyonu garantilemek için üç kişi için toplam 150TL ön ödeme aldı. Biz sadece birşeyler içtiğimiz için sadece 30TL hesap geldi. Ön ödemeyi biz yeni yıl gecesi rezervasyonu garantilemek için aldıkları hava parası sandığımızdan, kalan miktarı çoktan gözden çıkarmıştık. Derken restoran yöneticisi bize gelip “Sizin hala 120TL’lik ödenmiş paranız mevut. Yarın bize yemeğe gelin ve bu kalan miktarın hepsini yemekte harcayın” dediğinde şaşkınlığımızı gizleyemedik.
Yolunuz Polonya’ya düşerse Wroclaw’ı da rotanıza eklemenizi tavsiye ederim. Özellikle yaz mevsiminde hem Wroclawlıların hem de turistlerin keyfine ortak olmak ve şehrin tadını çıkarmak harika!
Gerçekten çok güzel bir şehirmiş. Umarım yolumuz düşer:)
BeğenBeğen