Uzun ya da kısa süreli olsun, seyahatlerde hem gittiğimiz yerin kültürünü tanımak, yemeğini tatmak, oraya has hediyeliklerini almak, hem de merkezi ve güzel bir yerde konaklamak, rahat etmek isteriz.

Tüm bunları belirli bir bütçe dahilinde yapmanın sırrı bence işin dengesini tutturmak. Seyahat edeceğiniz yer için önceliğiniz nedir? Bazı yerlerde güvenlikten dolayı daha pahalı ama iyi hissedeceğiniz bir yerde konaklayıp diğer harcamalardan feragat edersiniz. Ya da mutfağıyla ünlü bir yerde ise, yemeği önceliklendirip konaklamadan kısarsınız.

İşte ben de bu dengeyi nasıl kurduğumu, yani yapmak istediklerimden çok fazla feragat etmeden düşük bütçeli nasıl seyahat ettiğimi yazdım:

1. Uzun seyahatlerimin vazgeçilmezi hostellerde konakladım

Hostellerin en büyük avantajı düşük bütçeli konaklama olsa da, insanlarla tanışıp kaynaşmak da büyük bir artısı. 3 aya yakın tek başıma seyahat ettiğim Güney Amerika’da yalnız kaldığım gün sayısı yok denecek kadar az. Farklı ülkelerden insanlarla tanışıp birlikte gezmek, daha önceki deneyimlerinizi paylaşmak ve hiç unutmayacağınız arkadaşlıklar kurmak gittiğiniz yeri daha da güzel hatırlamanıza sebep oluyor.

Hostelleri pis, kalabalık ve sadece gençlere göre uygun yerler olarak düşünmeyin. Artık oldukça temiz, güvenli ve yaş ortalamasının yüksek olduğu hosteller de çok fazla. İki kişi iseniz “dorm” denilen ranzalı odalar yerine kendinize özel odalarda da kalabilirsiniz.

Hostellerin bütçeye bir katkısı da, mutfaklarında yemek yapabilme imkanı. Özellikle uzun süreli ve yemeğin pahalı olduğu yerlerdeyseniz, günde 3 öğün yemek masrafını oldukça kısmanızı sağlıyor.

 

 

Kalacağım hosteli http://www.hostelworld.com‘daki puan ve yorumlara bakarak seçtim.

2.Yemek masraflarımı düşürdüm

Gittiğim yere ait değişik yemekleri denemek en sevdiğim şeylerden biridir! Ama bunu her zaman popüler restoranlarda yaparsam bütçem dayanmazdı.

Kaldığım hostellerde bol bol yemek yaptım: Özellikle Buenos Aires, Rio de Janeiro, Patagonya gibi pahalı bir şehir ya da bölgelerde iseniz sürekli dışarıda yemek inanılmaz masraflı oluyor. Bu durumda hostel mutfakları kurtarıcım oldu!

Yemek yapmakla aram iyi olmadığından, bol bol ton balıklı makarna-menemen-türlü üçlüsüne başvurdum 🙂

Özellikle şehirlerde Tripadvisor, Lonely Planet gibi sitelerde üst sıralarda yer alan popüler restoranlarda yemek güzel ama bir o kadar da pahalı oluyor. Tabi ki Arjantin’e gitmişken güzel bir et yemeden dönülmez! Ancak bunu dengelemek için hostelde yaptığım sandviç ya da yoldan aldığım sokak yemeklerini parklarda yiyerek hem keyifli hem de ucuz alternatif yaratmış oldum.

3. Ücretsiz yürüme turlarına katıldım

Genelde tüm şehir meydanlarında rehberlerin bahşiş karşılığında çalıştığı ücretsiz yürüme turları oluyor. Bir şehre vardığınızda ilk iş bu turlardan birine katılmak olsun!

Yürüme turları sayesinde hem şehir ve tarihi hakkında genel bir fikriniz oluyor, hem de sonraki günlerde yapabileceğiniz aktiviteler ve uygun yeme içme yerleri hakkında rehberden bilgi alıyorsunuz.

 

4. Büyük şehir tuzaklarından uzak durdum: 

Her şehrin turist tuzağı olan popüler meydanları vardır. Burada en pahalı ve kalitesiz yemekleri yer, en pahalı hediyelikleri bulursunuz.

Bu meydanların keyfini çıkarmamak da olmaz tabi! Ben de yemeklerimi daha uygun fiyatlı, turistik olmayan yerlerde yiyip bir adet kahve ile meydanın keyfini çıkardım:)

Şehirde yapılabilecek ücretsiz aktiviteleri seçtim: Müzelere ücretsiz günlerinde gittim, park ve kumsallarda vakit geçirdim… Hem de yerel insanlarla tanışıp eğlenceli anlar yaşama fırsatı buldum.

5. Ulaşım masrafımı düşürdüm: Uçak yerine otobüs, taksi yerine toplu taşıma

Özellikle uzun süreli seyahate çıkıyorsanız, para-zaman dengesinde tasarruf için harcayabileceğiniz zamanınız var demektir.

Otobüs bütçesel olarak sizi kurtarmakla kalmıyor, yolda normalde göremeyeceğiniz manzaralara tanık oluyorsunuz.

Patagonya’da 12 saatlik otobüs yolculuğum sırasında manzaranın tadını çıkarırken… Yanımda oturan teyze ile kısıtlı İspanyolcamla bir şekilde anlaşıp muhabbet ettik. O olmasa aktarma yapacağım durağı kaçırıyordum!

Olabildiği kadar toplu taşıma kullandım ve bol bol yürüdüm. Özellikle Buenos Aires’in kısıtlı metrosu ve asla çözülemeyen bir denklem olan otobüs sistemi sayesinde her gün birkaç saatimi yürüyerek geçirdim.

Taksiye binmek gerekiyorsa taksimetrenin açıldığından ve gideceğiniz yere yaklaşık ne kadar tutacağını konuştuğunuzdan emin olun.

Taksiyi bölüşmek de çok iyi bir fikir; Kolombiya’nın Santa Marta havalimanından şehir merkezine giderken benim gibi bir turistle anlaşarak birlikte taksiye bindik ve masrafı bölüştük.

Birçok şehirde havalimanından şehir merkezine bizdeki Havaş benzeri otobüsleri kullanmak en mantıklısı. Buenos Aires ve Rio de Janeiro’dakiler oldukça rahat ve güvenli.

 

---

Keyifli seyahatler!